Turkish Kangal dog is the most powerful Shepherd Dog of the world.
Kangal dog accompanied the Oghuz Turks, fleeing from Genghis Khan as working dogs on their long journey from Central Asia to Anatolia in the 11th century. There is strong evidence supporting this belief as dogs similar to the Turkish shepherd dogs can be found in rural communities along this historic route.
The earliest reliable account of Turkish shepherd dogs comes from Evliya Çelebi. In his Seyahatname (Book of Travels) he describes the ceremonial parades of the Janissaries, an elite Ottoman force, in which guarding-dogs were displayed in full regalia by their keepers.
KANGAL ÇOBAN KÖPEKLERİNİN KÖKENİ
Asya kıtasında; Ural-Altay dağları arasında, Baykal gölü civarında, Bozkır tarihinin; en eski ve yaygın küçükbaş hayvan sürülerini; Türk ırkından olup, göçebe bozkır yaşamı sürdüren, Şamanist inanca bağlı Oğuz boyları tarafından; ana geçim kaynağı olarak yetiştirildikleri bilinmektedir. Karabaşın yaşamının tarihi öyküsü de; Baykal gölü kuzeyinde, Oğuz boylarının sürülerinin içinde, göçebe bozkır yaşamı döneminde başlar. 7.8 asırda, Göktürk ve Uygur devletlerinin uyruğu olarak yaşayan, göçebe Oğuzlar, bu devletlerin dağılmasından sonra 9. asırda, Anayurt civarında göçebe bozkır yaşamını sürdürürler. Oğuzların geleneksel geçimleri, küçükbaş hayvan sürülerine dayalıdır. Sürüleri de vefalı dost karabaşlar kollamakta ve korumaktadır. 10.ve11. asırda, Kırgız ve Moğol boylarının baskısı neticesinde;daha sonraları 1206'da Cengiz Han'ın kurduğu Moğol İmparatorluğuna tabi olmak istemeyen, Oğuz boylarının çoğunluğu, sürüleriyle ve tabii ki karabaşlarla birlikte batıya göç ederek; Batı Türk toplumlarının ataları olurlar. Daha sonra, Cengiz Han hanedanına bağımlı devletlerin devam eden baskılarıyla; Oğuzlar daha da batıya göçerler. Bu günkü; Batı Türkistan, Afganistan, Horasan, İran, Azerbaycan, Güney Kafkasya'da ki yaylalarda ve bozkırlarda, kısmen göçebe, kısmen yerleşik yaşayan Oğuzlar; Harzemşahlar, Karahanlılar, Gazneliler, Şamanoğulları, Büyük Selçuklu, Osmanlı devletlerinin ve türevlerinin ana toplumu teşkil ederler. Karabaş, Anadolu Türkünün, canını, ailesini, obasını, malını, sürüsünü koruyarak, Anadolu halkının içinde sevilerek yaşamıştır. Bu yakın sevgi ve güvene dayalı yaşam, halen de devam etmektedir. Samsuncu olarak tanımlanan Yeniçeri askerleri yönetiminde Savaş Köpeği olarak yetiştirilerek kullanıldığı Evliya Çelebi'nin 17. Yüzyılın ortalarında yazdığı " Seyahatname" adlı eserinde anlatılmaktadır. Kulakları kısa kesilmiş, boz renkli, boyun tüyleri uzun, geniş göğüslü, kalın bacaklı, iri patili bir kangalın cepheden görünüşü dışında, hiçbir köpek ırkı Aslanı andırmaz. Hintlinin fili, Arab'ın devesi,Perulunun laması,Eskimo'nun kızak köpeği,Meksikalının merkebi, Moğol'un atı gibidir; Oğuz boyları için " Türk Çoban köpeği" KARABAŞ. " TÜRK ÇOBAN KÖPEĞİ" nin en yaygın ırkı olan Karabaşın saflığı korunanların "KANGAL" olarak anılması, Kangal ilçesi halkınca hak edilmiş ve doğru bir tanımlamadır. Kangal ilçesinin, Tarihi, Coğrafi ve Sosyal özellikleri gözden geçirildiğinde; bu ırkın, yurdumuzda "KANGAL" olarak anılmasının çok haklı nedenleri ortaya konulur. Türk Soyundan Oğuz Boylarının, Anayurttan-Anadolu'ya yaptıkları yaklaşık 250 yıl süren zorunlu göçteki tüm meşakkatleri paylaşan kader arkadaşı, vefalı dostları ve yoldaşlarıdır. Kangalın anavatanı, Türk ulusunun Anavatanıdır. O "Türk Çoban Köpeği"dir. Koyun ve keçi sürülerinin, geçim kaynağı olduğu toplumlarda; Otlaklarda, ağıllarda, özelliklede göçlerde sürülerin; Vahşi hayvanlara ve hırsızlara karşı korunması zorunluluğu; Çoban Köpeklerinin oluşması ve gelişmesinin nedeni ve kaynağı olmuştur. Anadolu'dan daha eski olduğunu kabul etmek gerekir. Kuzeydoğu Orta Asya ve Güney Sibirya bozkırlarında oluşmuş, üremiş ve gelişmiş Çoban Köpeği ırkları içinde yaşadıkları uluslar ile birlikte, siyasi ve ekonomik nedenlerle yapılan, batıya yönelik göçlerde yayılmışlardır. Batıya göçen uluslar, göç yollarındaki, yöresel toplumlar ile akrabalık kurarken, içinde yaşadıkları ulusun kaderini paylaşan Çoban Köpekleri de, daha önceki göçlerle yöreye gelmiş olan eski akrabalarının varyasyonları ile yeniden akrabalık kurmuşlarıdır. Bu arada göç boyunca ırklar zayıflamıştır.