Morbid obezite cerrahi teknikleri temel olarak 4 ana başlık altında değerlendirilmektedir;
1-Hacim küçültücü ameliyatlar,
2-Emilimi bozan ameliyatlar,
3-Kombine ameliyatlar,
4-Diğer işlemler.
Emilim bozan ameliyatlar:
Obezite tedavisinde yapılan ilk cerrahi müdaheleleri bu gruptaki ameliyatlar oluşturmaktadır. ABD'de 1954 yılında ilk olarak Jejuno-ileal bypass ameliyatının Ulusal Cerrahi Kongresinde sunulmasından sonra bu ameliyatlara ilgi artmıştır. Bu alanda çok değişik yöntemler geliştirilmiş olmasına karşın temel amaç gıdaların sindirim enzimleri ile karşılaşmasını önleyerek ve gastrointestinal geçişi hızlandırarak emilimlerinin önlenmesidir. Bu uygulamaların uzun dönemde kilo verdirmede çok başarılı olmalarına karşın, sıklıkla ölümcül komplikasyonlara neden oldukları bildirilmektedir. Buna bağlı olarak bu tekniklerin ABD'de çok sınırlı uygulandıkları, ancak İngilterede halen en popüler uygulamalar arasında olması ise dikkat çekmektedir.
Hacim küçültücü ameliyatlar:
Bu ameliyatların temel amacı mide hacmini küçülterek gıda alımını azaltmak ve bu yolla kilo verilmesini sağlamaktır. Bu konuda Tüp gastrektomi (Sleeve gastrektomi), Vertikal ve horizontal gastroplastiler, Ayarlanabilir mide bandı gibi tekniklerin yanı sıra mide içi balon uygulamasını da sayabiliriz.
Bu gruptaki ameliyatlar içerisinde ayarlanabilir mide bandı uygulamasının laparoskopik olarak yapılabilmesi artı bir avantaj olmasına karşın diğer yöntemler de çok deneyimli ellerde laparoskopik olarak yapılabilmektedirler. Mide bandı uygulamalarının operatif riski diğer tekniklere göre daha düşük düzeydedir ( morbidite % 1-2'ye karşı % 1-10). Uzun dönem etkinlikleri bakımında gastroplastilerin kilo verdirici etkileri ayarlanabilir mide bandına karşı daha düşük olsa da genel olarak bu gruptaki ameliyatların kilo verdirme başarısı diğer emilim bozucu tekniklerden daha zayıftır.
Kombine yöntemler:
Kombine tekniklerde hacim küçültücü uygulamalar ile emilim bozucu yöntemler değişik biçimlerde birlikte uygulanmaktadırlar. Bu uygulamalarda her iki yöntemin eksik tarafları ortadan kaldırılmaya çalışılırken, olumsuzluklarından da kurtulmak hedeflenmektedir.
Kombine teknikler mükemmel denebilecek düzeyde kilo verilmesini sağlamalarına karşın emilim bozukluklarına bağlı gelişen komplikasyonlar sorun olmaya devam etmektedir.
Diğer yöntemler:
Uygulanan cerrahi yöntemlerle başarılı bir şekilde kilo verilmesinin sağlanmasına karşın, hastaların adaptasyon güçlükleri ve karşılaşılan komplikasyonlar hekimleri yeni arayışlara itmektedir. Bu çerçevede üzerinde çalışılan ve araştırılan bazı yöntemler bulunmaktadır. Bunlardan en çok ümit vaat edeni "Takılabilir mide uyarıcısı -- Implantable gastric stimulation" yöntemidir. Kolay uygulanması, düşük morbiditesi ve kolay hasta uyumu gibi avantajları bulunmasına karşın halihazırda yüksek maliyet önemli bir dezavantajdır. Kilo verdirici etkisi ve uzun dönem sonuçları ise tam olarak bilinmemektedir.
Sonuç olarak, morbid obezite cerrahisi başından sonuna kadar dikkatle uygulanması gereken bir süreci içermektedir. Tekniklerin seçiminde hastaların soysa-kültürel durumları, uygulamanın yapıldığı merkez ve hasta uyumu son derece önemlidir. Bu gün için her yönüyle en mükemmel bir tekniği ortaya koyamasak da, yapılan uygulamaların sonuçları bir çok yönüyle tatminkardır.