GÜNEŞ YAKARTEPE "Ahmet Kaya Kafama Sıkar Giderim " Eserinin Eşlik Çok sesli (Senfoni) Nota ve armonilerini yazdı, Piyano ile İçra etti ve Söyledi. Vokalist Oya Yıldız Ona Vokal yaptı.
Artik seninle duramam.Bu Aksam cikar giderim.
Hesabim kalsin Mahsere, elimi Yikar giderim.
Sen zahmet etme Yerinden.Gürültü yapmam derinden.
Parmaklarin üzerinden, Su gibi akar giderim.
Artik sürersin bir Sefa.Ne Cismim kaldi ne Cefa.
Sikayet etmem bu defa, Disimi sikar giderim.
Bozar mi sandin Acilar.Belaya atlar giderim.
Kursun gibiyim Ahuzer gibi, Dag gibi Patlar giderim.
Bozar mi sandin Acilar.Belaya atlar giderim.
Kursun gibiyim Ahuzer gibi, Dag gibi Patlar giderim....
Kaybetsem bile herseyi, bu Aski yirtar giderim.
Sinsice olmaz gidisim.Kapiyi carpar giderim.
Sana Yazdigim sarkiyi, Sazimdan söker giderim.
Ben Aglayamam bilirsin.Yüzümü döker giderim.
Köpeklerimden Kusumdan, Yavrumdan cayar giderim.
Senden aldigim ne varsa, yerine Koyar giderim.
Ezdirmem sana kendimi.Gövdemi yakar giderim.
Beddua etmem üzülme.Kafama Sikar giderim.
Ezdirmem sana kendimi.Gövdemi yakar giderim.
Beddua etmem üzülme.Kafama Sikar giderim.
Ezdirmem sana kendimi.Gövdemi yakar giderim.
Beddua etmem üzülme....Kafama Sikar giderim.
Fikri İnce Gülü Vokalist-OYA Kalbimin Şen Bülbülü Piyano Resitali Çal Türk Ses Klasik Müzik Sanat
AHMET KAYA (Malatya, 1957 - Paris, 16 Kasım 2000)
Dibine vurmuş gecelerden geldim... Yalanım yok... Bir cebimde küfür, bir cebimde çocuklara şekerle yaşadım. Hepinizin gurbetindeyim şimdi... Eyvallah!..
Ahmet Kaya, Malatya'da beş çocuklu bir ailenin en küçüğü olarak 1957 yılında dünyaya geldi. Mensucat işçisi bir baba, çocuklarını yetiştirmekle yükümlü bir anne ve diğer dört kardeşle birlikte geçen çocukluk... Babası, neredeyse onun boyu kadar olan bir bağlama ile eve geldiğinde mutluluğun bu olduğunu düşünür. Dokuz yaşındadır daha. 24 Temmuz İşçi Bayramı'nda sahneye çıkarırlar onu, bir daha unutmaz bunu...
Yaz tatillerinde, ya plakçıda ya da tanıdıkların minibüsünde çalışır. 'Başar ağabey'yi tutuklanınca Ahmet, küçük bağlaması ile ilk bestesini yapar: "Bir Wolksvagen alacağım, Adını 'Başar' koyacağım" der... Ruhi Su'nun plaklarını satın alan Ahmet Kaya, bol paçalı pantolonlar giyen uzun saçlı 68'lilerden etkilenen gençir artık...
Mensucat fabrikasından emekli olan babası, daha iyi bir yaşam için İstanbul'a göç eder. İstanbul/Kocamustafapaşa'ya yerleşirler. Ahmet Kaya'nın ilk izlenim 'korkudur.
Ahmet Kaya, ortaöğrenimini tamamlamaya çalışırken yetmişli yılların toplumsal çatışmalarının farkına varmardı. Ora'dan gelmiş olmanın farklılığını, bu yeni kültür ve yaşam biçimi ile içiçe yaşar. Türküler, devrimci marşlar, Ruhi Su ve Zülfü Livaneli'den müzikal anlamda etkilendiğini inkar etmez, ama kedi sesini arar. Bütün boş zamanlarda bağlama çalıp şarkılar söyler. İlk bestelerini bugünlerde yapar. Boğaziçi Üniversitesi'nde bir panelede Ruhi Su'yla karşılaşır. Ustayı çok sevse de yetmeyen birşeyler vardır Ahmet Kaya için, bunu ifade etmeye çalışır Ruhi Su'ya. Ruhi Su'nun 'Mahsus Mahal' türküsünü kendince yorumlar O'na. Bağlamanın sapını tutan Ruhi Su, 'Böyle bağlama çalınmaz!' der. Oysa Ahmet Kaya asi. Farklı birşeyler yapmak ve kendini aramaktadır. Yıllar sonra verdiği ilk resitalin afine 'Bağlama Böyle De Çalınır' 'i spota çıkaracaktı.
Seksenli yılların başı talihsizliklerle geçer. Evliliği biter, bebeği ondan ayrı büyümeyecektir ve çok zordur. Bu dönem bestelerinin olgunlaştığı dönemleridir bu yıllar. Sadece müzikle kendini ifade eden Ahmet Kaya, 1985 yılına geldiğinde kararını verir. 'Zamanıdır' deyip, oltuğunun altında şarkılarını alıp, Unkapanı'nın yolunu tutar. Dinleyenlerin hiçbir kategoriye koyamadığı bu müziğe kimse yüz vermez. Sonraki günlerde arkadaş yardımları ve kendi olanakları ile ilk albümünü yapar. Ama hemen toplatılır. Yapılan itiraz sonuç verir. Olay gazetelere yansır, Ahmet Kaya'nın 'Ağlama Bebeğim' adlı albümü Danıştay kararıyla serbestir artık!'
Bu arada. Üniversite öğrencileri, dar gelirliler, 12 Eylül darbesinden nasibini almış-çeşitli kesimlerden tutuklu yakınları, Türkiye'de demokrasiyi yeniden inşa etmeye kararlı kitle örgütleri, sivil toplum kuruluşları Ahmet Kaya'nın dinleyici profilini oluşturur.
Kısa bir süre sonra ikinci albümü "Acılara Tutunmak" ı yapar. Ahmet Kaya, edindiği toplumsal, siyasal duyarlılıkla üretim yapmaktadır, peşpeşe albümler çıkarmaktadır.
Üçüncü albümü O sıralar tutuklu olan ve idamla yargılanan Nevzat Çelik'in 'Şafak Türküsü' şiirini besteler,